Okul Öncesi Dönemde Disiplin

 Okul öncesi dönemde çocuklar okul ortamına ilk girdiklerinde bu yeni ortamın kendi çevresi dışından farklı bir çevre olduğunu ve bu çevrenin uyulması gereken farklı kurallara sahip olduğunu fark ederler. Bu dönemde çocuklar kendi yapılandırdıklarının üzerine yeni bilgileri alırken kendilerini korumayı, başkalarıyla paylaşmayı, haklarına sahip çıkmayı ve başkalarının fiziksel ve duygusal haklarına zarar vermemeyi öğrenirler. Çocukların yaşantısında belirleyici olan bu ilk kurumsal okul deneyiminin çocukların eğitim ve yaşam ortamlarında bilinçli düzenlemeler yapılarak sürdürülmesi çocukların kendi yaşantılarında ve toplumsal düzende daha iyi bir geleceğe sahip olması için gerekli görülmektedir. Sınıfta istenmeyen davranışlar ile başa çıkmanın en önemli adımı ilk olarak sorun davranışı tespit etmek ve nedenlerini bulmaktır. Öğretmenin sınıfta problem oluşturan durumu iyi bilmesi onu ortadan kaldırabilmesini de kolaylaştıracaktır. Aksi takdirde olumsuz-istenmeyen davranışlar sergileyen çocuklar sınıf içerisinde oluşturulmuş öğrenme fırsatlarını bozabilir buna bağlı olarak öğretmenler kendilerini engellenmiş hissedebilirler. Sorun davranışlar ile başa çıkmada her öğretmenin yöntem ve teknikleri farklılık gösterebilir. Fakat temel olarak öğretmenlerin sınıflarının yapısına ve çocukların özelliklerine göre kendi disiplin yöntemlerini geliştirmesi ve uygulaması esastır. Sınıf yönetiminde etkili bir öğretmenden öğrencilerin ilgi, beklenti ve gereksinimlerini tanıması beklenir. Bu nedenle öğretmenlerin sınıf yönetiminde keskin tutumlardan ve emreden tavırlardan uzak durması, öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda kendi özdenetimlerini kazanmalarını sağlayıcı bir yönetim anlayışı benimsemesi önemli görülmektedir. Sınıf ortamında olumlu bir iklimin olması ve çocukların istenilen davranış değişikliklerini gösterebilmesinin sınıf içinde belli bir düzen oluşturma ve bunun sürekliliğini sağlama ile mümkün olacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca çocukların kendilerini önemli ve rahat hissedecekleri ve düşüncelerini kolaylıkla belirtebilecekleri bir ortam oluşturulması da istenmeyen davranışlar ve sınıf içi problemlerin önüne geçmede önemli görülmektedir. Eğer eğitimci sorun olan davranışa yol açan nedenleri ve durumları tespit edebilirse davranışla başa çıkması o denli kolay olacaktır. 

Çocuklarda Davranış Eğitimi

Çocuklar davranışlarını yetişkinlerin tepkilerine göre düzenlerler. Bu nedenle eğitimcilerin çocukların davranışları karşısında verdiği tepkilerin tutarlı olması oldukça önemlidir. Örneğin, her zaman “hayır” denilen ve kabul edilmeyen bir davranışa çocuğun ısrarından kurtulmak için ”evet” denildiğinde çocuk neyin kabul edilebilir neyin edilemez olduğu konusunda bir karışıklık yaşayabilir. Bir sonraki sefer de muhtemelen aynı davranışı tekrarlar. Bu nedenle öğretmen olarak, çocuklardan gelen talepleri, her zaman verdiğiniz tepkilerle cevaplamak önemlidir. 

Destekleyici Tutumun Önemi

Çocukların gelişimini olumlu yönde etkileyen bir tutum olarak bilinen destekleyici tutum sınıf içinde çocukların ihtiyaç duyduğu güven ve huzur ortamının oluşmasında etkilidir. Destekleyici tutum eğitimcinin çocuklar karşısında güç kullanmadığı ya da taviz vermeden çocuklarla sağlıklı iletişim kurmasına destek veren bir yaklaşımdır. Böyle bir ortamda çocuklar kendini rahatça ifade ettikleri için mutludur, dinlendikleri için kendilerini değerli hissederler, keşfetmek ve yeni şeyler denemek için istek duyarlar. Çocukların sınıf ortamında kendilerini mutlu ve güvende hissetmeleri öğrenmelerini desteklediğinden oldukça önemlidir. 

Disiplin ilk olarak ailenin, sonrasında da toplumun içindeki denge ve düzenin sağlanmasında büyük önem taşır. Bu noktada çoğunlukla disiplin kavramı; katı ve cezaya dayalı olarak değerlendirilebilir fakat gerçek anlamda disiplin çocuğun topluma uyumunu sağlamaya ve ilerideki sosyal hayatını sağlıklı bir biçimde oluşturmaya yoğunlaşarak davranışı yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla gerçek anlamda disiplin, kızgınlık ya da sertlik içermez; kararlılık, düzen ve belirlenmiş kurallara işaret eder. Disiplin çocuğa istenilen davranış ve alışkanlıkları öğretmek, kendi kendini denetleme ya da iç denetim olan ahlak gelişimini sağlar. Disiplin bir anlamda çocuğun sahip olduğu sorumluluklarıyla yaptığı hareketlerinin, doğal ve sosyal sonuçlarını kabul etmesidir. Bu da ancak çocuğunun davranışı içselleştirmesi ile sağlanabilir, dıştan gelen bir zorlamayla olmaz. Bu zorlama aileye sadece geçici çözümler sağlayacağı gibi çocuğun bir sonraki istenmeyen davranışını pekiştirir. 

Disiplin ve Cezalandırma Arasındaki Farklılıklar 

-Disiplin: “Dur, bunun yerine başka bir şey yap.” mesajını verirken, cezalandırma: “Sen bunu yanlış yaptın, sen kötü bir çocuksun.” mesajını vermektedir. 

-Disiplin, çocuğun bir sonraki başarısını oluşturmaktadır. Cezalandırma ise tamamen başarısızlığa odaklanmaktadır. 

-Disiplin, hayatın doğru ve yanlışlarını öğrenmektir. Cezalandırma ise, disiplinin olumsuz bölümüdür. 

-Disiplin, düşünce ürünüdür. Cezalandırma, kızgınlık ürünüdür. 

-Disiplin, çocuğun yapabileceğinden fazla bir şey beklemezken, cezalandırma çok şey beklemektedir. 

 İpek Menevşe