Erken Yaşta Yabancı Dil Öğrenmek

Yabancı dil öğrenmek günümüzde bir çok avantajı beraberinde getirmektedir. Yabancı dil öğrenimi kişiye göre farklı seyretmektedir. İkinci dil her yaşta öğrenilebilir fakat her yaşta öğrenimin zorluğu ve hızı farklılık gösterir. Bebekler anne karnında dilin farkındadır ve doğduklarında iki dili bir birinden ayırabilirler. 

   Yapılan araştırmalarda 4 günlük bir bebeğin iki dili bir birinden ayırdığı emzik emme hız ölçümü deneğiyle kanıtlanmıştır. Doğduğunda ana dilinin ve yabancı dilin farkında olan, hayatının hiçbir evresinde bu derece zeki olmayacak ve algıları henüz farklı dünya parametreleriyle tanışmamış küçük canlılardır bebekler. 

Çocuklar Kaç Yaşında Yabancı Dil Öğrenmeye Başlar?

   Dil öğreniminde telaffuz, kelime bilgisi, söz dizim gibi öncüller vardır. Yaş küçüldükçe bu öncülleri gerçekleştirmedeki işleyiş hızlanır ve kolaylaşır. Krashen  2 yaşındaki çocukların beyinlerindeki dil gelişiminin iki yaşında başladığını ve bu gelişimin ergenlik dönemine kadar sürdüğünü açıklamaktadır. Eğer çocuk bu dönemde yabancı dil öğrenmeğe başlarsa yabancı dili de anadili gibi rahatlıkla öğrenebilir. 2 ve 3 yaşta ikinci dilde oluşturulan dil girdisi ileriki yıllarda sınırsız dil çıktısıyla anadil oluşum özelliğine yakınlık göstermektedir. Bu nedenle 2 ve 3 yaş ikinci dil öğrenimi için altın yaşlar denilebilir. 

    Çocuklar yaşam doludurlar ve her türlü keşfe hazırdırlar bu yüzden yabancı bir dilde öğrendikleri sözcükleri oyunlarla, şarkılarla ve büyük bir güdülenme ile öğrendikleri zaman öğrenme yaşantılarına büyüklere oranla daha kolay aktarabilirler. Örneğin dramatizasyon tekniği ile yapılan bir eğitim 5-6 yaş grubu öğrencilerinin kinestetik, müzikal, görsel ve dilbilimsel zekalarını kullanmalarına izin vereceği için oldukça etken olabilir. 4 ve 8 yaş arası çocuklar oyun çağında olduğundan dolayı ikici dil öğretiminin oyunlar aracılığıyla kazandırılması bir avantaj olacaktır. Bu yaş grubu eğiticileri oyun, hikaye ve şarkıları kullanarak öğrencinin algılarını ikinci dile yönlendirebilirler.  Peripheral (gizil) öğrenme erken yaş öğrencilerinde gerçekleştirilebilir. Fakat 12 yaş ve sonrası öğrenenler ne öğrendiklerinin farkındadır ve öğrendiklerini sağlam bir zemine oturtarak devam edebilirler ve bu da öğrenme süresini yavaşlatır. 

   Erken yaşta çocuklarda yabancı dil öğretimi son yıllarda ülkemizde giderek önem kazanmaktadır. Dil bilimciler ve eğitimciler erken yaşta yabancı dil öğretiminin çocuğun bilişsel gelişimine de katkıda bulunacağını belirtmektedirler. Dil öğrenimi; okul öncesinden başlayıp devam eden iletişim kurma, düşünceyi geliştirme ve bilgi aktarma gibi özeliklerinin gelişimine büyük katkı sağladığından oldukça önemlidir.  Anadil edinimi süresince öğrenilen yabancı dil çocuğun sadece hedef dil becerileri geliştirmesini sağlamaz, aynı zamanda anadilindeki edinim sürecini de hızlandırır. Çocuklar küçük yaşta deneyimle kazanmış olduğu özellikleri çok zor unutur. Anadili öğrenme biçimini ikinci kez farklı bir dilde uygulamış olan kişi, üçüncü dili bu sebeple daha kolay öğrenir. Öğrenirken anımsayacakları sayesinde, üçüncü dil öğrenimi de kolaylaşır. 

Oyunların Yabancı Dil Üzerindeki Etkisi Nedir?

   Erken yaşta dil ediniminde oyunlar önceliklidir. Öğretmenin amacı ister dilbilgisi öğretmek , ister yeni kelimeler olsun bütün bilgiler oyunla sunulur. Oyun erken yaşta dil ediniminin olmazsa olmazıdır. Yani anaokulu İngilizce ve oyun, çocuğun zihninde birbirini tamamlayan yapboz olarak görülmelidir. Dersler, öğrencinin dikkatle dinlediği, öğretmenin yönergelerini takip ettiği oyun formatına dayanır. 

   Öğrencinin ikinci dili sevip sevmeyeceği tamamen öğretmene bağlıdır. Dil ediniminde öğretmen çok önemli rol oynar. İkinci dil öğrenmeye yeni başlayan çocuklar için ilk ders çok önemlidir, öğretmen çocuğun zihninde olumlu izlenimler bırakmalıdır.  Oyun formatı ve çocukla birlikte oynamaya istekli öğretmen okul öncesi çocuklar için İngilizce derslerinde iki ana belirleyicidir.  

   Oyun çocuk için ciddi bir uğraş, eğlence, öğrenme ve gelişim kaynağıdır. Oyun zorunluluk haline getirilmediği sürece, zevkli ve keyiflidir. Dünyanın her yerinde, her döneminde ve kültürde oyun oynanır. Bu yönüyle oyun evrensel bir özelliğe sahiptir ve bireyin bilişsel, fiziksel, duygusal ve sosyal gelişim alanlarını destekler (Erden ve Alisinanoğlu, 2002: 42). Oyunlar öğretmenin repertuarının önemli bir parçasıdır. Her ne kadar oyunların temel amacı bireyleri eğlendirmekse, dil öğrenme sürecinde oyunun amacı öğretilen konuyu pekiştirmektir. Oyun süresince öğrenciler amacı açık bir biçimde ortaya konmuş olan eğlenceli bir ortamda bulunurlar. Öğrenciler oyun ile o kadar iç içe olurlar ki, dil öğrenme ile karşı karşıya olduklarını bile unuturlar (Shaptoshvili, 2002: 34).  

Oyun sınıfta dilin amaca dönük kullanımında heyecanlı bir ortam sağlar. Öğrenci, dil oyunlarında yapılan işin belirli bir sıraya göre yapıldığını görerek, oyunu belli kurallara göre oynama gerektiğini kabul eder. Bu durum ise sınıf ile öğrencinin kendi çevresi arasında bir bağ kurar (Prasad, 2003; Tosta, 2001). Larsen-Freeman (1986) etkili yabancı dil öğrenme ortamı oluşturmada oyunun önemini vurgulamakta ve oyun ile öğrencilerin gerçek iletişim ortamını yaşadıklarını belirtmektedir. Oyun ile yabancı dil öğretiminde öğrencide gerçekleşmesi beklenen bazı durumlar söz konusudur. Uchida (2003) bunları şöyle sıralamaktadır;  

  1. Öğrenciler oyun oynamanın sonucunda yeni kelimeler öğrenmelidir. 
  2. Oyun oynanırken, yeni ve yararlı İngilizce ekspresyonları öğrenmelidirler. 
  3. Oyun süresince öğrenciler İngilizce düşünebilmeliler. 
  4. Oyun oynama öğrenciler arasında karşılıklı etkileşimi sağlamalı ve ilerletmelidir. 
  5. Öğrenciler oyun oynarken birbirlerine ve öğretmene karşı iyi davranışlar ortaya koymalılar. 

Yabancı dil öğretiminde kullanılacak oyunların seçiminde belli noktalara dikkat edilmelidir. Bunlar şöyle sıralanabilir; Oyunlar öğrencilerin motivasyonunu sağlamalı ve ilgilerini çekmeli ve öğretim programının içeriği ile uyum içinde olmalıdır. Oyunlar öğrencilerin yaşına uygun olmalı, farklı öğrenme biçimlerini uygulamalı ve dinleme, konuşma, okuma ve yazma becerilerini birbiri ile bütünleştirerek otantik dil kullanılmalıdır. Oyunlar öğrencilerin dil ile ilgili önceki bilgilerine dayanmalı ama daha çok ve daha yeni bilgilere ulaşmalarını da sağlamalıdır. Oyunlar dikkatle hazırlanmalı, oyunun amacı ve kuralları öğrencilere dikkatli bir biçimde açıklanmalıdır. (Prasad, 2003). 

 

Ataköy Vatan Çocuk Anaokulu 

  1. Şenat / G. Özmen

İngilizce Öğretmenleri