• 2022-2023 Eğitim – Öğretim kayıt dönemi başladı. Bu dönemde kayıt ve büyüme stratejiniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Sağlık sektörüyle beraber pandemi sürecinde en çok yara alan sektör eğitim sektörü oldu. Bizler Vatan Eğitim Kurumları olarak bu süreçte öncelikli olarak öğrencilerimizde gözlemlediğimiz öğrenme kayıplarını gidermeye yönelik plan ve programlara ağırlık verdik. Bununla beraber VATAN AİLESİ olarak eğitim alanında ortaya koyduğumuz projelerle de bizim öğrencimiz olmasa da birçok öğrenciye hem akademik anlamda hem de sosyal-duygusal alanda destekler verdik vermeye de devam ediyoruz. Bilindiği üzere özel okullar gelecek yıl ki plan ve programlarını bu yılın ortasından itibaren yapmaya başlarlar. Dolayısıyla da kayıt süreçleri de erken kayıt avantajlarıyla beraber Ocak-Şubat ayları itibariyle başlamış olur. Bizim öncelikli hedefimiz okul ve kurslarımızda iç kayıt süreçlerini Ocak-Mart ayları arasında tamamlayıp ailemize yeni katılacak olan öğrencilerimize yönelik uyum ve düzeylerine uygun çalışmalar yapmak olacaktır.

  • Kaç il ve ilçede okullarınız bulunuyor? Yeni dönemde hangi lokasyonlar eklenecek?

Vatan Eğitim Kurumları olarak yola çıktığımızda en büyük hedefimiz Vatan Bayrağını Türkiye’nin her bölgesinde dalgalandırmaktı. Ancak son iki yıldır pandeminin etkisiyle yaşanan sıkıntılardan dolayı Franchising sürecine ara vermek durumunda kaldık.  Şuan Türkiye’nin farklı bölge ve illerinde olmak üzere 39 kurumumuzla hizmet veriyoruz. Yeni Eğitim Öğretim Döneminde Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi başta olmak üzere; Türkiye’nin birçok bölgesinde yeni şubeler açmayı planlıyoruz.

  • Niceliksel ve niteliksel büyüme arasındaki dengede neleri göz önünde tutuyorsunuz?

Eğitim sürecinin en önemli boyutu eğitim kalitesidir. Dolayısıyla bir eğitim markası olarak en büyük hedefimiz bizlere güvenerek çocuklarını bize emanet eden velilerimizin beklentilerini karşılamak ve öğrencilerimizin hem akademik anlamda hedefledikleri başarılara ulaşmalarını sağlamak hem de uyguladığımız yabancı dil, kültür sanat çalışmaları, sportif faaliyetler ve etkin rehberlikle öğrencilerimizin; özgüven, kendini ifade etme, problem çözme, işbirliği vb. noktalarda kendilerini geliştirmelerini sağlıyoruz. Bunları sağladığınızda kurumlarınız nitelikli büyümenin yanında niceliksel olarak da büyümeye devam edecektir. Bizler için bu anlamda kurumlarımızda yetişmiş nitelikli insan kaynağının olması çok önemli. Bu nedenle yöneticilerin ve öğretmenlerin eğitimi önceliklerimizdendir. Kurduğumuz Öğretmen Akademileriyle sene içinde birçok kez hizmet içi seminerlerle bünyemizde çalışan öğretmen ve idarecilerimize yönelik eğitimler gerçekleştiriyoruz.

  • Özel öğretimin genel eğitim içindeki payının artması için kurumlar nasıl hareket etmeli? Eğitimde büyümenin temel stratejileri ne olmalı?

Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi bizim ülkemizde de özel öğretim ihtiyacı yadsınamaz bir gerçek. Dolayısıyla özel öğretimin genel eğitimde ki payının artması hem devlet okullarında öğrenci sayılarını düşmesi anlamında hem de rekabet anlamında tüm kurumlarımızı geliştirecektir. Bu bağlamda özel okullar ortaya koyacakları plan ve programlarla, modern ve yenilikçi öğrenim yaklaşımları, yabancı dil, robotik kodlama ve STEM eğitimi, kültür sanat çalışmaları, sportif faaliyetler, teknolojik imkanlar ve rehberlikle cazibe merkezi haline gelmelidirler. Eğitim öğretimde başarıya ulaşmak için tüm eğitim paydaşlarının özel ve devlet ayrımı yapmadan ortak hareket etmesi gerekir.  Bunun içinde eğitime kendini adamış girişimcilerin bu işi sahiplenmesi, Milli Eğitim Bakanlığının bu işi kontrol etmesi ve geleceğe dair sağlam paradigmalar geliştirmesi son derece önemlidir.

  • Türkiye’nin yaşadığı ekonomik sorunların özel okul sektörü üzerindeki etkilerine yönelik düşünceleriniz ve çözümleriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Pandemi sürecinde okulların en uzun kapalı kaldığı ülkelerden biri de ülkemiz oldu. Bu süreçte sınırlı sürelerle verilen uzaktan eğitime bazı öğrenciler neredeyse hiç faydalanamadılar.  Özel okullar devlet okullarına göre uzaktan eğitim sürecini bir nebze de olsa daha başarılı ve yoğun olarak sürdürebildiler.  Ancak okullar açıldığında öğrencilerde hem akademik anlamda çok ciddi gerilemeler yaşandığı hem de sosyal-duygusal gelişim düzeylerinin neredeyse iki yıl öncesinde kaldığı dolayısıyla bu yaşanan hasarların çok daha uzun zamanda onarılabileceği gerçeğiyle karşılaştık. Pandemi sürecinden dolayı özel eğitim sektörü en çok yara alan sektörlerin başında geldi. Bu süreçte hem sağlık kaygısıyla hem de yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı birçok veli öğrencisini özel okullara göndermedi. Dolayısıyla özel okula giden öğrenci sayısının düşmesinden kaynaklı kapanan ya da devreden kurumlar oldu.  Ancak özellikle pandemi döneminde iyi eğitim veren öğrenci ve velilerini memnun eden okullara olan talebin birçok kuruma göre daha fazla olduğunu da gözlemliyoruz.  Burada asıl sorun özel eğitim sektörünü sadece ticari bir yatırım olarak gören girişimcilerin aradıklarını bulamadıkları zaman başka alanlara geçmeleri. Bu nedenle her ne kadar özel okulların yaygınlaşmasını arzu etsekte; özel okul açılışlarının belirli kural ve kaidelere bağlanması iyi bir kontrol mekanizmasının devreye sokulması hem eğitimde kalitenin artmasını sağlayacaktır hem de geleceğimiz olan çocuklarımızın güvenilir ellere teslim edilmesi anlamında elzemdir.

  • Devletin eğitimdeki yükünü hafifleten özel okul sektörünün yaşadığı sorunlara yönelik devlet hangi adımları atmalı?

Eğitimi özel ya da devlet diye ayırmanın yanlış olduğu kanaatindeyim. Eğitim bütün olarak ele alınması gereken en önemli alanlardandır.  Ancak devlet okullarında aradığını bulamayan, kalabalık sınıflarda çocuğu okusun istemeyen ya da öğrencisinin daha iyi bir eğitim almasını isteyen veliler öğrencilerini devlet okulları yerine özel okullara göndermeyi tercih etmektedirler. Dolayısıyla özel okullar aslında devletin sırtındaki yükü hafifletmektedirler. Bu nedenle devlet bu konuda özel okulculuğu teşvik edici olmalıdır.  Eğitimde KDV oranın kaldırılması başta olmak üzere özel okula kayıt düşünen velilere ekonomik durumları baz alınarak öğrenci teşviki verilebilir.

 

 

KAYIT TAKVİMİ

  • 2022-2023 eğitim-öğretim kayıt döneminde nasıl bir planlama belirlediniz?
  • Kayıt dönemi takviminizi kategorilendirebilir misiniz?

Türkiye’nin dört bir yanındaki okul ve kurslarımızda iç kayıtlarımızı Ocak ayı itibariyle başlatmış olduk ve iç kayıt dönüşümlerimizi tamamlama noktasındayız. Velilerimizin bizlere güvenerek bizlerle devam ediyor olmaları bizim için son derece önemlidir. Dış kayıt sürecine ise Ocak ayında yapmış olduğumuz Bursluluk Sınavıyla startını vermiş olduk. Bu süreçte velilerimizin yararlanması için uyguladığımız erken kayıt avantajlarımız var. Velilerimizin hem sınırlı sayıdaki kontenjanlarımızdan yararlanması hem de ekonomik anlamda daha avantajlı fiyatlarla kayıt olabilmeleri için kurumlarımıza bekliyoruz.

  • Bursluluk sınavlarını ne zaman uygulayacaksınız? Sınav sonuçlarına göre ne tür avantajlar sunuyorsunuz?
  • Ocak Mart dönemi olmak üzere iki ayrı Bursluluk sınavı yapmayı planlıyoruz. Bu sınavlarda başarı sağlayan öğrencilere belirli oranlarda yüzde %’e varan eğitim bursu veriyoruz.

 

GELECEĞİN EĞİTİMİ

  • Metaverse kavramının eğitim sektörüne etkileri hakkına ne düşünüyorsunuz? Bu çerçevede geleceğin eğitimini nasıl görüyorsunuz?

Metaverse kavramı hayatımıza gireli çok olmamasına rağmen şu an üzerinde en çok konuşulan konuların başında geliyor. Evren ötesi olarak da tanımlanan ya da geleceğin interneti diye de adlandırılan metaverse artırılmış gerçeklik olarak da yorumlanabilir.

İnsanların avatarları aracılığıyla kurgusal olarak dizayn edilen sanal bir dünya da farklı deneyimler yaşamalarına olanak sağlayan metaverse aynı zaman da insanların ticaret yapabildikleri, konser ya da müze ziyaretlerinde bulunabilecekleri farklı bir deneyimlerde sunuyor.

Covid-19 salgınıyla beraber yaşanan fiziksel ve sosyal mesafenin yanında insanların duygusal olarak da birbirinden uzaklaştığı bir gerçek. Eğitim açısından bakıldığında ise; özellikle pandemi döneminde uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alamayacağını gördük. Öğrencilerin, okul ortamından uzaklaşması ve sadece ekran başında eğitime devam etmesinin çok da mümkün olamayacağı fark edilmesinden sonra Metaverse teknolojisiyle uzaktan öğrenme süreçlerinde, öğrencilerin yüz yüze olmasa bile arkadaşlarıyla beraber sanal okul ortamına girebilmesine imkan sağlanıyor. Sanal okul gibi üç boyutlu metaverse ortamında; öğrencilerin hem kendilerinin hem sınıf arkadaşlarının hem de öğretmenlerinin avatarı olacak Dolayısıyla öğrenciler; sanal ortamda da olsa bir avatarla üç boyutlu metaverse dünyasında derslerin fiziksel gerçekliğe en yakın halini görecek şekilde arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle bir araya gelme şansına sahip olabilmektedir.

Vatan Eğitim Kurumları

Genel Müdür Yardımcısı

                                                                                                                                       Atilla AKTAŞ