YGS ve LYS yerine getirilen ve adı Yükseköğretim Kurumları Sınavı olarak değiştirilen yeni sistem sonrası akıllarda pek çok soru var. Sınavın nasıl yapılacağı, hangi derslerin değiştiği gibi pek çok konu merak ediliyor.

Sadece sistem değişikliği yapıldığını müfredatta herhangi bir değişiklik olmadığını söyleyen Vatan Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Turay Kesler, “Her değişen sınav sistemi, içerisinde avantaj ve dezavantajlarını barındırır. Sınavın değişmesinin de olumlu ve olumsuz yanları elbette ki var. YÖK’ün de bunları takip ettiğine, aksaklıklar ya da iyileştirmeye yönelik taraflar varsa bunların geliştirilmesi bakımından gerekli çalışmaları yaptığına inanıyoruz.”

Geçtiğimiz günlerde Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof Dr Yekta Saraç tarafından, YGS-LYS sisteminin yerine getirilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı sisteminin detayları açıklandı.

Her değişen sınav sistemi, içerisinde avantaj ve dezavantajlarını barındırır. Sınavın değişmesinin de olumlu ve olumsuz yanları elbette ki var. YÖK’ün de bunları takip ettiğine, aksaklıklar ya da iyileştirmeye yönelik taraflar varsa bunların geliştirilmesi bakımından gerekli çalışmaları yaptığına inanıyoruz.

TEK HAFTASONU SINAV STRESİNİ AZALTACAK

Sınavın 5 hafta sonundan 1 hafta sonuna indirilmesi, 6 oturum yerine 3 oturum uygulanması ve 18 puan türünden 5 puan türüne düşürülerek sadeleştirilmesi adaylara büyük kolaylık sağlayacaktır.

Ayrıca sınavın tek hafta sonunda ve Haziran ayında yapılması olumlu sonuçlara neden olacaktır. Önceki sistemde öğrenciler Mart ayında yapılan sınav sonrası büyük bir motivasyon kaybına uğruyorlardı. Bu da Haziran ayında yapılacak ikinci sınava verilmesi gereken önemi azaltıyordu ve sınav sonuçlarını öğrenciler adına istenildiği gibi alamamasına sebebiyet veriyordu. Ayrıca öğrencilerin ikinci dönemde okuldan kopmalarının da önüne geçilmiş olacaktır.

TEMEL YETKİNLİKLER SORGULANACAK

Sınav iki oturumu kapsıyor. Birinci oturum Temel Yeterlilikler Testi öğrencilerin temel becerilerini sorgulayan bir test. Adaylar burada Türkçe ve Temel Matematik’ten her biri 40 soruluk toplamda 80 soruluk bir teste tabi tutulacaklar. Buradaki amaç Türkçe’de; Türkçe’yi doğru kullanma, okuduğunu anlama, kavrama ve yorum yapabilme gücünü; Temel Matematik’te ise; temel matematik kavramlarını kullanma ve işlem yapabilme, temel matematiksel ilişkilerden yararlanarak soyut işlem yapma ve gündelik hayatta bu temel işlemleri uygulama konusunda adayları ölçecektir. Bunun örnekleri dünyada kullanılan ve başarı elde etmiş sistemlerde de görülmektedir.

200 ÜZERİ PUANLAR BİR SONRAKİ SENE DE KULLANILABİLECEK

Baraj puanları geçen sene olduğu gibi devam edecek. Ancak öğrencilerin her iki oturuma da Cumartesi günü girecekleri için barajı geçip geçemedikleri bilgisine ulaşamayacaklar. Öğrenciler adına kaygı verici bir durum oluşabilir.

Öte yandan 200 puan ve üzeri alan adaylar, isterlerse puanlarını bir sonraki sene kullanma hakkına sahip. Radikal, cesur ve olumlu bir gelişme olmasına karşın her yıl sınav sorularının zorluk/kolaylık derecesinin değişmesi durumunda, korunur durumda olan puanlar bir adaletsizlik yaratabilir, kıyaslama konusunda sıkıntı yaşanabilir.

DERS SAYISI FAZLA SORU SAYILARI AZ

İkinci oturum adayların alan testlerine yönelik olarak çözecekleri soruları kapsamakta olduğu için biraz 2006-2009 da uygulanan sınav sistemine benzer özellikler taşıdığı düşünülebilir.

İkinci oturum testleri, adayları sadece tercih etmek istedikleri program ve bölümlerin derslerine yönlendirmekte ve bu da bir sınırlılığa yol açabileceği için öğrencilerin ortaöğretimde bu derslere olan motivasyon ve ilgilerinin düşme riskini içinde barındırabileceğini düşünüyorum.

Testlerde yer alan ders sayısının fazla olması buna karşılık soru sayılarındaki azlık lisans yerleştirmelerinde bir nitelik problemi ortaya çıkarabilir. Bu konuyla alakalı YÖK’ten yeni açıklamalar ve güncellemelerle karşılaşmaktayız. Eşit ağırlık ve sözel öğrencileri için Türk Dili ve Edebiyatı-Coğrafya 1 testine Tarih testinin de eklenmesi ve Coğrafya 1 yerine Sosyal Bilimler-1 olması bu durumu açıklamaktadır. Ancak sayısal kısımda hala bir nitelik problemi yaşanma ihtimali olabilecektir. Çünkü örneklersek Fizik dersindeki soruların azlığı mühendislik programını seçecek adayın hiç fizik yapmadan da kazanabileceğini gözler önüne sermektedir. Ayrıca Felsefe dersinin kaldırılmış olması da Felsefe bölümünü seçecek adaylar için bir handikap oluşturabilecektir.

OKUL DERSLERİ EN AZ SINAV KADAR ÖNEMLİ

Türkçe-Matematik ağırlıklı bir yapı oluştuğu için adaylar bu derslere gereken önemi vermeli ancak diğer alan testlerinin de onların puanları üzerinde katkı oluşturacağının farkında olmalıdırlar.

Ayrıca OBP puanlarının değişmeyecek olması ve puan türleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olması da öğrencinin okul başarısının önemli olduğunun göstergesidir. Öğrencilerimizde bazı derslere gereken önemi vermeyeceklerini gözlemleyebileceğimizden, onlara bu derslerin ihmal edilmemesi ve yeterli çalışmayla başarıya ulaşabileceklerini hatırlatmakta fayda vardır.

Puan türlerinin azaltılması pratikte bir fayda sağlayacak gibi görünmekle birlikte yerleştirme sürecinde puan aralıklarında yaşanması muhtemel yoğunluk ve yığılmalar görülebilecektir.

MÜFREDAT DEĞİL SİSTEM DEĞİŞTİ

Adayların, YÖK’ün yaptığı değişikliklerden endişe duymamaları ve soğukkanlı olmaları gerekir. Bu değişimlerin bireysel değil, sınava girecek tüm adayları etkileyecek değişimler olduğu unutulmamalıdır. Herhangi bir müfredat değişikliği olmadığı ve müfredat dışı bir soru bile gelmeyeceği için bunun farkında olarak çalışmalı; planlarını ve hedeflerini bu doğrultuda şekillendirmelidirler.

Sınavlara girecek tüm adaylara başarılar diliyorum.

Vatan Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Turay Kesler

Bu Yazı Vatan Okulları Tarafından Desteklenmektedir.

Haberin Devamı İçin Tıklayınız

Kaynak : egitimveegitim.com