Okul öncesi eğitim, mecburi öğrenim çağına gelmemiş çocukların, fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimlerinin sistemli bir ortam içinde daha iyi gelişmesini sağlayan, yeteneklerin gelişmesine yardım ve rehberlik eden, onları ilkokul sürecine hazırlayan ve temel eğitim bütünlüğü içinde yer alan bir eğitim devresidir (Demir, 2001). Mialeret, OÖE’in, çocuğun doğumdan ilkokula girişine kadar olan yaşam sürecindeki eğitim olduğunu vurgulamıştır. (Başal, 1998). Konaklı’ya (1992) göre, “OÖE, çocukların ilköğretime başlamalarından önceki dönemde, zihinsel, duygusal, kültürel, bedeni ve sosyal gelişmesini içine alan, yaş ve yetenek özelliklerini de dikkate alarak yapılan planlı ve programlı eğitimdir”

OÖE kurumları; kişilik yapısının en çok etkilendiği OÖ dönemi, çocukların bilişsel, sosyal, fiziksel ve duygusal gelişimleri açısından en sağlıklı şekilde geçirmesini, aileyi okul öncesi eğitimi konusunda bilgilendirmeyi ve çocukları hayata hazırlamayı amaçlamaktadır. Çocuklar gelişimlerine ilişkin temel beceri ve bilgileri, alışkanlıkları, tutumları ailede kazanmaktadırlar. Bu nedenle aile, çocuğun gelişimi, bakımı ve eğitiminden sorumlu başlıca kurumdur. OÖE kurumları aileden sonra, çocuğu toplumsal yaşama hazırlamada aileyi destekleyen kurumlar olarak sistem içinde yerlerini almaktadırlar (Kandır, 2001). Çocuğun 3–6 yaşları arasında, günlük yaşama sağlıkla uyumu, karşılanması gereken psikolojik ve sosyo-kültürel gereksinimleri ve bu hususların tesadüfî yaşantılara bırakılmasının zararları üzerinde durulduğunda okulöncesi eğitimin önemi daha da belirgin bir hal alır (Varış, 1989).

Yılmaz’a (1991) göre, “okulöncesi eğitim”, Türk Milli Eğitim sistemi içinde, onu düzenleyen temel ilkeler çerçevesinde ve Türk Milli Eğitimi’nin amaçları doğrultusunda her çocuğun kendi özellik ve yeteneklerine uygun olarak, her yönden gelişmesini sağlayan ve ilköğretime hazırlayan düzenli bir eğitimdir”. OÖ dönem denildiğinde akla ilk gelen yaş aralığı 0–6 yaşlardır. İlköğretime başlamadan önceki bu yıllar aslında okul dışı bir eğitimi vurgulamaktan ziyade, ilköğretim öncesi eğitimi kapsamaktadır. 

Oktay’a (1993) göre , “OÖ en geniş anlamında çocuğun doğumundan ilköğretime başlayıncaya kadar geçen süre içindeki tüm eğitimsel etkinlikler “okul öncesi eğitim” diye adlandırılabilir. Daha dar anlamında ise OÖE terimi, 3-5 yaşları arasındaki çocukların düzenli bir programla eğitildikleri kurumlardaki eğitim için kullanılmaktadır”.

OÖE, çevresini merak eden, düşünmeye ve öğrenmeye güdülenmiş çocuğun bu özelliklerini teşvik etme, yönetme ve geliştirme gibi çok önemli bir görevi üstlenmiştir (Senemoğlu, 1994).

Çocuğun kendisine olan güven duygusunu geliştirmek, yarının mutlu insanlarını yaratmak, yaşadığı toplum yapısında alacağı yeri ve yükleneceği sorumlulukları öğrenmesini sağlamak, kişiliğini ve özel yeteneklerini geliştirmek OÖ eğitimle mümkündür (Acun ve Erten, 1993).

OÖ dönem çocuğun çevresiyle iletişim kurmaya istekli olduğu, çevresini araştırıp tanımaya çalıştığı, yaşadığı toplumun değer yargılarını ve o toplumun kültürel yapısına uygun davranış ve alışkanlıkları kazanmaya başladığı bir dönemdir (Şahin, 2005). 

4–6 yaş dönem çocuklar için eğitimin çok önemli olduğu, bilişsel gelişimin hızla geliştiği bir çağdır. Bu yüzdendir ki batı ülkelerinde bu çağda yapılacak eğitime ağırlık verilmekte ve zorunlu eğitim OÖ eğitimi de kapsayacak şekilde geliştirilmektedir. Ülkemizde aileler arasındaki çevre, bölge, seviye gibi farklılıklar dikkate alınırsa konu daha da fazla önem kazanır (Kantarcıoğlu, 1998).

Yapılan bilimsel araştırmalar ve çağdaş eğitim alanındaki uygulamalar, çocukların OÖ dönemdeki yaşantılarının daha ileriki yıllarda sosyal, zihin, duygu ve bedensel gelişimlerini etkileyen en önemli faktörlerden birisi olduğunu göstermektedir. Ayrıca erken yaşlarda verilen eğitimin, çocuğun yeteneklerinin gelişmesinde çok önemli payının olduğu da bilinen bir gerçektir (Yangın, 1991).

Bu nedenledir ki tesadüflere bırakılmayacak kadar bilimsel, ciddi ve sistematik bir organizasyon ile yönlendirilmesi gereken OÖE hizmeti, tüm eğitim sisteminin en can alıcı noktasıdır (Sevinç, 2003). Unutulmamalıdır ki çocukların duygusal, zihinsel ve kişilik gelişiminin % 70’i 0–6 yaş arasında tamamlanmaktadır (http://yayım.meb.gov.tr).

OÖE’in özel amaç ve görevleri, Milli Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun şekilde belirlenmiştir. Bunlar (MEB, 2006): 

  1. Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar sağlamak
  2. Onları ilköğretime hazırlamak
  3. Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetiştirme ortamı yaratmak, çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmasını sağlamak.

OÖE programının dayandığı temel ilkeler şunlardır (MEB, 2006): 

Çocukların çok yönlü gelişmelerini sağlayan eğitim ortamı sağlanmalıdır. 

  • Okul öncesi eğitim çocukların gereksinimlerine ve bireysel farklılıklarına uygun olmalıdır. 
  • Okul öncesi eğitim çocuğun psikomotor, sosyal-duygusal, dil ve bilişsel gelişimini desteklemeli, özbakım becerilerini kazandırmalı ve onu ilköğretime hazır duruma getirmelidir. 
  • Eğitim ortamında çocuğun bildiklerinden başlanmalı ve deneyerek öğrenmesine imkan sağlanmalıdır.
  • Çocukların Türkçeyi doğru ve güzel konuşmaları için gerekli özen gösterilmelidir. 
  • Erken çocukluk eğitimde verilen eğitim ile çocukların sevgi, saygı, işbirliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma duygu ve davranışları geliştirilmelidir. 
  • Eğitim, çocuğun kendine saygı ve güven duymasını sağlamalı, ona öz denetim sağlamalıdır. 
  • Oyun okul öncesi çocuğu için en iyi öğrenme yöntemidir. Bütün etkinlikler oyun temelli oluşturulmalıdır. 
  • Çocuklarla iletişimde kişiliklerini zedelemeyecek şekilde yaklaşılmalı, yaptırım ve kısıtlamalara yer verilmemelidir. 
  • Çocukların bağımsız davranışlar ortaya koyması engellenmemeli, yardıma ihtiyaçları olduğunda rehberlik edilmeli ve güven verici yakınlık sağlanmalıdır. 
  • Çocuğun kendinin ve başkalarının duygularına empati göstermesi sağlanmalıdır. 
  • Çocukların hayal güçleri, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerileri, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme davranışları geliştirilmelidir.
  • Programlar hazırlanırken aile- çevre özellikleri önemsenmelidir. 
  • Bu eğitim sürecinde ailenin ve çocuğun etkin katılımı sağlanmalıdır.
  • Okul öncesi eğitimde çocuğun gelişimi ve okul öncesi programı düzenli olarak değerlendirilmelidir.
  • Okul öncesi eğitimde değerlendirme sonuçları çocukların, öğretmenin ve programın geliştirilmesi amacıyla etkin olarak kullanılmalıdır.

Özlem AZARGÜN Psikoloji Yüksek Lisans Tezi / 2017 Vatan Anaokulları Zümre Başkanı Ataköy Vatan Anaokulu Okul Müdürü